Erdoğan’dan Hayat Pahası Açıklaması: ‘Ekonomik Değil, Psikolojik’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı’nın ardından gündem maddelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Hayat pahalılığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, ‘Sorun ekonomik değil psikolojik’ dedi.
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında saat 15.10’da toplandı. Sarayda yapılan toplantı yaklaşık 4 saat sürdü.
Kabine toplantısının sona ermesinin ardından Erdoğan kameralar önünde açıklamalarda bulundu.
Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları:
“Deprem bölgesi gündemimizin başındaydı. Bazı vicdan ve ahlak akil adamları depremzedelere hakaret edip onların acılarını ısrarla dile getirirken, biz de yaraları sarmaya devam ediyoruz. Yardımları sistematik bir şekilde ulaştırıyoruz. Şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak için bölgede birbiri ardına temel atma törenleri gerçekleştiriyoruz. Adıyaman’da bahsettiğimiz 65 bin konut ve köy meskeninin yarıdan fazlasının inşaatına başladık. Hatay’daki yerinde dönüşüm projemize başvuru sayısı 86 bini aştı. Bu şehri bir an önce ayağa kaldırmaya çalışıyoruz. İnşallah yakın zamanda açılış törenleriyle depremzedelerimizle buluşmanın mutluluğunu paylaşacağız. Ahlat ve Malazgirt’te Anadolu topraklarını ebedi vatanımız olarak terk eden atalarımızı rahmetle andık. Artık bir klasik haline gelen Ahlat programımızı zenginleştirdik. Gençlerimizin atalarının gençlerimizin heyecanını, coşkusunu ve kararlılığını tüm canlılığıyla canlı tuttuğunun göstergesi olan Malazgirt’teki olayları memnuniyetle izledik. 30 Ağustos’ta kompleksimizde düzenlenen programı hep birlikte yaşadık. Cumhuriyetimizin 100. yılı anısına bestelenen marşımızı ilk kez dinleme fırsatı bulduk.
Yeni Anayasa çıkıyor
Adli yıl açılış töreninde ülkemiz adalet sistemine bugüne kadar yaptığımız katkıları hatırlatarak yeni Anayasa davetimizi yineledik. Yeni yılda da tüm vatandaşlarımızın adalete erişimini kolaylaştırmaya devam edeceğiz. İttifak ortaklarımızla istişarede bulunarak Türkiye’yi darbe anayasasından kurtarıp demokrasimize yakışır bir sivil anayasaya kavuşturmak için çabayı başlatacağız. TEKNOFES’in Ankara organizasyonuna katılarak gençlerimizle geçmişten bugüne ve geleceğe samimi bir sohbet gerçekleştirdik. Milyonlarca başvuru ve ziyaretçiye ulaşan TEKNOFEST, gençlerimizin zincirleri kırdığını gösteriyor. Her 1 Eylül’de olduğu gibi bu yıl da av sezonunun açılması vesilesiyle balıkçılarımızı denize gönderdik.
Enflasyonla mücadele mesajı
Sinsi operasyonların yaygınlaştığı sosyal medyanın etkisiyle bu akıma katılanların sayısı da az değil. Hayat pahalılığı çabamızın önündeki en büyük dezavantaj zehirli hava gibi her yere yayılmasıdır. Yıllık enflasyondaki artış, hayat pahalılığı konusunda daha fazla çaba göstermemizi gerektiriyor.
Bu uzun ve sabırlı bir süreçtir. Allah’ın izniyle enflasyonu dize getireceğimize tüm kalbimizle inanıyoruz.
Ülkemizde yaşam maliyeti ilişkilerine baktığımızda hammadde, bakliyat, elektrik, personel, kira gibi kalemlerin ön plana çıktığını görüyoruz. Döviz kurları ve enflasyon da fiyatları doğrudan etkiliyor. Çalışanların fiyatlarındaki her artış, para insanların cebine girmeden önce, her işe ve hizmete defalarca yansıyor. Petrol fiyatlarındaki her artış etiketlere yansıtılırken düşüşler göz ardı ediliyor.
‘Sorun ekonomik değil psikolojik’
Etiket ve reklamlarda yüksek fiyat artışı var. Çalışanların fiyatlarındaki her artış cebinden çıkmadan her hizmete yansıyor. Farklı yerlerdeki birebir iş ve hizmetlerde fiyat farkının çok geniş olduğu durumlar vardır. Yani bir fiyatlandırma saikiyle karşı karşıyayız. Bu da sorunun ekonomik değil manevi olduğunu gösteriyor.
“Petrol fiyatlarındaki her artış etiketlere aktarılırken, düşüşler göz ardı ediliyor”
Sinsi operasyonların yaygınlaştığı sosyal medyanın etkisiyle bu akıma katılanların sayısı da az değil. Hayat pahalılığıyla mücadelemizin önündeki en büyük dezavantaj, zehirli hava gibi her yere yayılması. Her yıl artan enflasyon, hayat pahalılığı konusunda çabamızı daha da zorlaştırmamızı gerektiriyor. Bu uzun ve sabırlı bir süreçtir. Allah’ın izniyle enflasyonu dize getireceğimize tüm kalbimizle inanıyoruz. Ülkemizde yaşam maliyeti ilişkilerine baktığımızda hammadde, bakliyat, elektrik, personel, kira gibi kalemlerin ön plana çıktığını görüyoruz. Döviz kurları ve enflasyon da fiyatları doğrudan etkiliyor. Çalışanların fiyatlarındaki her artış, para insanların cebine girmeden önce, her işe ve hizmete defalarca yansıyor. Petrol fiyatlarındaki her artış etiketlere yansıtılırken düşüşler göz ardı ediliyor. Birebir çalışmanın ve hizmetin farklı yerlerde çok farklı olduğu durumlar vardır. Döviz kuru ve enflasyondaki artışın ötesinde bir fiyatlama saikiyle karşı karşıyayız.’